Cuma Namazı – La prière du vendredi

0
408

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُٓوا اِذَا نُودِيَ لِلصَّلٰوةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا اِلٰى ذِكْرِ اللّٰهِ وَذَرُوا الْبَيْعَؕ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ

قَالَ النَّبِيُّ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ)

مَنْ تَرَكَ الْجُمُعَةَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ تَهَاوُنًا بِهَا طُبِعَ عَلَى قَلْبِه

CUMA NAMAZI

Muhterem Müminler!

Bilindiği üzere Cuma günü Müslümanlar için sıradan bir gün değildir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) üzerine güneşin doğduğu en hayırlı günün Cuma olduğunu haber vermiştir.[1] Müslümanlar her hafta cuma günü, birlik ve beraberliklerini, kardeşlik ve bağlılıklarını Rablerine topluca ifade ederler.

Hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede Rabbimiz müminlere şu şekilde seslenmiştir: “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında Allah’ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.[2] Bu ayette Rabbimiz bizlere yalnızca Cuma namazına gitmemizi değil, Cuma namazı vaktinde, ezan okunduğunda, alışverişi de terk etmemizi emretmektedir. Öyleyse, Müslüman dünyevi kazancını Cuma namazının önüne geçirmemelidir. Özellikle de işveren Müslümanlar, bu ilahi emri dikkate alarak hem kendilerinin hem de çalışanlarının Cuma namazına katılmaları hususunda duyarlı olmalı ve gereken tedbirleri almalıdırlar.

Değerli Müminler!

Cuma namazı, her Müslüman erkeğe farzdır. Bu bağlamda Hz. Peygamber’in bir hadisi şerifine hep birlikte kulak verelim: “Her kim önemsemediğinden dolayı Cuma namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.”[3]

Okuduğum hadisi şeriften de anlaşılacağı üzere bir Müslümanın Cuma namazı vaktinde çeşitli işlerle meşgul olması, bireysel veya arkadaşlarıyla vakit geçirmesi, dünyevi bir kazançla iştigal etmesi, yani başka bir deyişle Cuma namazını önemsememesi kabul edilebilir bir durum değildir.

Aziz Kardeşlerim!

Peygamber Efendimiz Cumayı haftanın en hayırlı günü olarak nitelendirmiş ve şöyle buyurmuştur: “Her kim yıkanır, sonra cumaya gelir[…], sonra hutbesini bitirinceye kadar sessizce (imamı) dinler, sonra onunla beraber namazını kılarsa, o cuma ile sonraki cuma arasındaki günahları bağışlanır[4].

Bu hadis-i şerifte Cuma namazının adabı açıklanırken hutbe esnasında susarak hutbenin dinlenmesi gerektiği, yani konuşmamanın esas olduğu özellikle vurgulanmıştır. Dolayısıyla hutbe esnasında konuşmak ve telefonla meşgul olmak gibi davranışlar uygun değildir. Hatta bırakın konuşmayı, Peygamber efendimiz bir başka hadiste, yanında konuşan bir kişiye sus demenin dahi “boş bir laf” olduğunu ifade etmiştir.[5] Zira unutmayalım ki, hutbeyi okumak da dinlemek de ibadettir.

Sözlerimi Peygamber efendimizin şu müjdesiyle bitirmek istiyorum: “Cuma günü öyle bir an vardır ki kul o anda Allah’tan bir şey dilerse Allah mutlaka ona o isteğini verir.”[6]

 

[1] Müslim, Cuma, 18.

[2] Cum’a 62/9.

[3] İbn Mâce, İkâmet, 93.

[4] Müslim, Cum’a, 26.

[5] Buhari, Cuma, 6.

[6]Tirmizî, Cum’a, 2.

 


 

LA PRIÈRE DU VENDREDI

 

Chers croyants !

Comme vous le savez, le vendredi n’est pas un jour ordinaire pour les musulmans. À ce propos le Prophète (s.a.s.) affirme que le meilleur des jours sur lequel le soleil se lève est le vendredi.[1] De ce fait, chaque vendredi les musulmans expriment collectivement leur unité et leur solidarité entre eux ainsi que leur foi envers leur Seigneur.

Dans le verset que j’ai lu au début de mon sermon, Allah (jj) s’adresse aux croyants en disant ainsi : « Ô vous qui croyez ! Quand l’appel à la Prière se fait le vendredi, accourez à l’évocation d’Allah et cessez tout commerce ! Cela est bien meilleur pour vous, si vous le saviez ! »[2] Dans ce verset, notre Seigneur nous ordonne non seulement d’accomplir la prière du vendredi, mais également d’abandonner nos affaires quotidiennes lorsque la prière débute. Par conséquent, les employeurs musulmans en particulier doivent prendre les précautions nécessaires pour leur propre participation à la prière ainsi que celle de leurs employés. En effet, le Prophète (s.a.s.) nous avertit concernant la négligence de cette prière en disant ceci : « Quiconque délaisse la prière du vendredi trois fois par négligence, son cœur sera scellé. »[3]

Chers frères et sœurs !

Le Prophète (s.a.s.) dit concernant la valeur de la prière du vendredi : « Celui qui se lave, vient à la mosquée le vendredi […], écoute en silence le sermon de l’imam jusqu’à la fin et prie avec lui, ses péchés entre ce vendredi et le vendredi suivant seront pardonnés. »[4]

Ce hadith nous expliquant les habitudes à acquérir avant et durant la prière du vendredi, souligne en particulier que le sermon doit être écouté en silence. Par conséquent, discuter ou être occupé sur son téléphone pendant le sermon ne sont pas des comportements appropriés. D’ailleurs le Prophète (s.a.s.) a déclaré dans un autre hadith que, même dire « silence » à la personne qui discute à côté de soi est inacceptable.[5] Car n’oublions pas que la lecture et l’écoute du sermon du vendredi sont elles-mêmes des adorations.

J’aimerai terminer mon discours avec cette parole du Prophète (s.a.s.) : « Il y a un moment le jour du vendredi où si le serviteur demande quelque chose à Allah, Il lui donnera absolument ce qu’il veut. »[6]

[1] Muslim, K. Al-Jumu’a, 18.

[2] Al-Jumu’a (Le vendredi), 62/9.

[3] Ibn Mâjâ, K. Iqâmetu’s-Salât, 93.

[4] Muslim, K. Al-Jumu’a, 26.

[5] Al-Bukhârî, K. Al-Jumu’a, 6.

[6] Et-Tirmidhî, Al-Jumu’a, 2.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz