Dua / L’invocation

0
581

 

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

قُلْ مَا يَعْبَؤُ۬ا بِكُمْ رَبّٖي لَوْلَا دُعَٓاؤُ۬كُمْۚ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَاماً

وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:

اَلدُّعَاءُ مُخُّ الْعِبَادَةِ

    İBADETİN ÖZÜ:

DUA

Muhterem Müslümanlar!

Dua, kulun Yaratanına yönelmesi, muhtaç olduğunu idrak edip Rabbinden istemesi, acizliğini hissedip O’nu yardıma çağırması, bütün istek ve ihtiyaçlarını O’na arz etmesidir. Bu yönüyle dua; insanın aciz ve muhtaç oluşunu kabul ederek kulluğunu idrak etmesi anlamına gelir. Duadaki bu bilinç hali diğer ibadetlerimizin de ayrılmaz parçasıdır. Hz. Peygamber (sav) bu hakikati “Dua, ibadetin özüdür[i] sözüyle beyan etmiştir.

Değerli Kardeşlerim!

Sadece zor durumlarda değil her zaman ümitle ve samimi bir kalple Rabbine yönelen insan, davranışlarıyla da gereken sorumluluğu yerine getirdiğinde dualarına karşılık bulmakla kalmayıp Allah katında değer de kazanmaktadır.  Yüce Rabbimiz okuduğum ayette şöyle buyurmaktadır. “(Ey Muhammed!) De ki: Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin![ii]

Dua, ümitsizliği, yalnızlık düşüncesini, değer görmeme hissini, çaresiz kalındığında yardıma çağıracak bir merci bulamama korkusunu ortadan kaldırarak insana en zor zamanlarında ümit veren manevi ve psikolojik bir destektir. Bu yönüyle de dua, her insanın ihtiyacı olan fıtrî bir ibadettir.

Aziz Mü’minler!

Yarattığının her halini bilen, ona içten ve sürekli dua etmesini emreden, dualarına karşılık vereceğinin müjdesini veren Allah (cc) buna rağmen ümitsizliğe düşmeyi, dua etme gereği duymamayı ise kibir ve haddini bilmezlik olarak nitelemiştir.[iii]

O halde hutbemizin sonunda bizler de şu mübarek vakitte Rabbimizin bize öğretmiş olduğu dualarla O’na yalvaralım.

Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma. Bize dünyada da ahirette de güzellik ver. Bizi, ana-babamızı ve bütün müminleri bağışla. Bizi ve nesillerimizi namazı hakkıyla kılanlardan eyle. Ey rabbimiz dualarımızı kabul eyle. [iv]

[i] Tirmizi,Deavat,1.

[ii] Furkan 25/77.

[iii] Araf 7/55-Mü’min 40/60.

[iv] Âl-i İmran 3/8-Bakara 2/201-İbrahim 14/40,41.

 


L’INVOCATION,

L’ESSENCE DU CULTE

Chers musulmans !

L’invocation est le fait de se tourner vers son Créateur en étant conscient que nous sommes des êtres nécessiteux. En appelant notre Seigneur à l’aide, le serviteur ressent et reconnait sa propre incapacité et impuissance. Sous cet angle, l’invocation signifie percevoir la servitude tout en acceptant son indigence. Cet état de conscience qui se matérialise dans l’invocation est un aspect qui surgit également lors des autres adorations. Le Prophète (sws) a déclaré cette vérité en disant : « L’invocation est l’essence de l’adoration ».[1]

Chers frères, chères sœurs !

L’invocation est un acte d’adoration qui accroît la valeur d’une personne auprès de son Seigneur. Allah le Tout-Puissant déclare dans le verset que j’ai lu : « Dis : Mon Seigneur ne se souciera pas de vous s’il n’y avait pas votre invocation. »[2]

L’invocation peut être vu comme un soutien spirituel et psychologique qui donne espoir aux personnes dans les moments les plus difficiles tout en éliminant le désespoir, les sentiments de solitude et de dévalorisation. À cet égard, l’invocation est une exigence innée que tout être humain a besoin d’accomplir.

Chers fidèles !

En ce temps béni et en guise de conclusion, implorons notre Seigneur avec les invocations et les prières qu’Il nous a enseignées :

Ô Allah ! Ne détourne pas nos cœurs après nous avoir guidés vers le droit chemin. Accorde-nous une belle part dans ce monde et une belle part dans la vie future. Pardonne-nous, nos parents ainsi que tous les croyants. Fait de nous et de notre descendance des personnes qui accomplissent leur prière assidument. Ô Notre Seigneur, accepte nos invocations.[3]

[1] Tirmidhi, Daawat, 1.

[2] Al-Furqan, 25/77.

[3] Ali Imran, 3/8; Al-Baqara, 2/201; Ibrahim, 14/40-41.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz